Benim kadar sizlerin de sıklıkla duyduğu hatta fazlaca kullandığı cümlelerdir belkide…
“Kaderim böyleymiş..”
“Çekilecek çilem varmış..”
“Ne yapalım alın yazısı..”
“Kaderin önüne kim geçebilir ki..”
“Ne yazılmışsa onu yaşarız..” diye uzayıp giden bir liste sıralayabilirim galiba 😌
Ama burada kastettiğim ne kaderi yok saymanız ne de kaderin önüne geçebildiğinizi iddia etmek.. Duymanızı istediğim şey, yaşantılarınızdaki sorumluluğunuzu farketmeniz.. Tüm sorumluluğu kadere yükleyip bir kenara çekilmek sanıyorum ki kısa bir yol..
Hayat önümüze birçok yol ayrımı, seçenekler, kişiler sunar.. Karar vermek, tercih etmek durumunda kalırız.. Onlardan hangisine yönelmiş olduğumuz kaderin bir oyunu değil, bizim bir seçimimizdir.. Biz seçtiğimiz için oradayızdır..biz seçtiğimiz için o kişi ya da kişilerleyizdir.. Seçimlerimizin nedenini kadere ya da hayata yükleyerek bir noktada sorumluluk almaktan kaçtığımızı görüyorum..
Sorumluluğun bize ait olduğunu düşünmediğimiz bir şey için çaba sarf etmek, düzenlemek ne kadar akıllıca gibi gelmiyorsa; seçimler yapmanın, sorumluluk almanın, seçimlerimizin hayatımızdaki yansımalarını kabul etmenin sonucunda, ancak o zaman kendi hayatımızı yaşadığımızı düşünüyor olmamız da bir o kadar akıllıca olacaktır…
Aklınızın onay verdiğine kalbinizle yapabilmeniz dileği ile..