Koronavirüs salgını ilkbaharda başladığından bu yana, pek çok insan yakın arkadaşlarını ve sevdiklerini sadece video çağrılarında gördü (eğer görebildilerse). Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) yapılan yeni bir çalışma, bu türden sosyal soyutlanmalarda hissettiğimiz duyguların, acıktığımızda hissettiğimiz besin arzusuyla sinirsel bir temeli paylaştığını gösteriyor.
Araştırmacılar, bir günlük topyekün izolasyondan sonra beraber eğlenen insanların görüntüsünün, bütün gün bir şey yemeyen birinin bir tabak peynirli makarna görüntüsü gördüğü zaman faaliyete geçen beyin bölgesiyle aynı beyin bölgesini faaliyete geçirdiğini bulmuşlar.
Çalışmanın kıdemli yazarı ve MIT’de Beyin ve Algısal Bilimler Profesörü olan Rebecca Saxe şöyle söylüyor: “İzole olmaya mecbur kalan insanlar, aç bir insanın yemeğe duyduğu özleme benzer şekilde sosyal etkileşimlere özlem duyuyor. Elde ettiğimiz bulgular, olumlu sosyal etkileşimlerin temel bir insan ihtiyacı olduğuna ve akut yalnızlığın, açlığa benzer bir şekilde insanları eksik olan şeyi tamir etmeye doğru motive eden caydırıcı bir durum olduğuna yönelik sezgisel görüşe uyuyor.”
Araştırma takımı, bu çalışmanın verilerini koronavirüs salgını ve bunun sonucunda oluşan sokağa çıkma yasakları başlamadan çok önce; 2018 ile 2019 yıllarında toplamışlar. Bugün Nature Neuroscience bülteninde aktarılan yeni bulgular, sosyal stresin insanların davranış ve motivasyonunu nasıl etkilediğine odaklanan daha geniş bir araştırma programının parçasını oluşturuyor.